Epilepsi (sara) hastalığı kişide şuur kaybı ile veya şuur kaybı olmaksızın ortaya çıkan epilepsi nöbetleri ile karakterizedir. Toplumun %1’inde görülen epilepsiye kadın ve erkeklerde eşit oranda rastlanır. Genç yaşlar ve ileri yaşlar olmak üzere iki dönemde sıklığı artar. Epilepsi bazen beyin damarlarında tıkanma, tümör, kitle gibi altta yatan hastalıklardan kaynaklanabilir, bazen de beyinde hiçbir lezyona rastlanmaz.

Epilepsi tanısı, kişinin geçirdiği nöbetlerin tanınması, EEG ve beyin MR’ı çekilmesi ile konur. Bazı durumlarda gerçek epilepsi nöbetini tanımak zor olabilir. Bu durumlarda kişi 24 saat eş zamanlı video ve EEG çekimi için hastanelerde bulunan video monitorizasyon ünitelerinde takip edilir. Epilepsi nöbetleri kişi ve çevresindekiler için korkutucudur. Kişinin kol ve bacaklarında kasılma, şuur değişiklikleri, çenede kilitlenme, dili ısırma, ağızdan köpük gelmesi, hırıltı, idrar kaçırma gibi tablolar ile karşımıza gelebilir. Bazı durumlarda da tehlikeli olabilir. Nöbetler hastalığın ve hastanın durumuna göre değişen gün ve sayılarda tekrarlayabilir.

Epilepsi tedavisinde amaç, nöbetleri mümkünse tamamen durdurmak veya mümkün olan en az sayıya düşürmektir. Bunun için anti-epileptik adı verilen ilaçlar kullanılır. Hastaların yaklaşık %70’inde ilaç tedavisi ile nöbetler durdurulabilse de geri kalan olgularda nöbetler devam edebilir. Bu hastalarda değişik kombinasyon tedavileri ve epilepsi cerrahisi de dahil olmak üzere farklı tedavi yöntemleri denenebilir.

 

Epilepsi nöbeti bazı durumlarda çok ciddi tehlikelere neden olabileceğinden, nöbet geçiren hastaların hemen nöroloji uzmanına başvurması ve hekim gerekli görüyorsa en kısa sürede tedaviye başlaması gerekir.

 

Mesaj Gönder